Web Adresleri...

20 Kasım 2022 Pazar

Şiir: Gül Hazanında Şövalyenin Kaktüsü // Yazan Şair: Gülten Ağrıtmış


Gül Hazanında Şövalyenin Kaktüsü

Bitmez, dolu gibi…

Denizim, der bir taraftan.

Ben Denizim.

Bitmez hüznü, hüznüm.

Bitmez vedası, bitmez elveda ‘m.

Ayrılığın, ayrılığım.

Eylül, Ekim, Kasım,

Mart,  Nisan, Mayıs;

Bu aylarda yorgunluğumsun.

Savaşımsın.

Sonun başlangıcı, başlangıcımsın.

Derimi soydum sana,

Cımbızla, koydum önüne;

Soyarken üstten.

Derini soydum kendime.

Ellerin gözkapaklarında,

Ellerin alnında,

Bedenin çıplak.

Kollarım mı kesik, bacaklarım mı?

Senin, yanık bir elin,

Düşük göz kapakları, benimki mi,  seninki mi?

Kim kimin aynası?

İçindeki göz başka,

Gördükleri başka.

Dibine vuran kıvrımlar beyninde.

Silindirimsi, yumurtamsı, tümsek, kaburgalı,

Eklemli, kurdelemsi; kaktüslerin…

Dalgaları, çarpar; kemiklere yansıması.

Bastığın yerlerde bıraktığın izde,

Çamurlar 39 numara.

Çamurlar 38 numara.

Küçük öpücükler tüylerinde.

Bolca uzun tüylerle kaplı,

Yele gibi kaşlar.

Başak tarlalarında gelincikler.

Gece açar çiçeğin.

Çok çabuk dökülür çiçeğin, ardından.

Sapsız, tek başına, büyük, erdişi ve düzenli

Olmayan yaprakların.

Yıldız biçiminde dizili çok sayıda dikenin battığında,

Küçük kıymıklar bekler çıkarılmayı.

Çiğnenen ekmeklerle,

Boğaz savaşı, açlık…

Gür saçların,

Başında kaskın,

Elinde kılıcın.

Zırh takımın üstünde, önde giderken sen,

Attığında atının arkasına beni,

Sen rüyayken beyaz atın üstünde,

Ben sana sarılmış arkanda,

Bir elin tutarken elimi sıkı sıkı;

Götür götürebildiğin yere kadar beni.

Sen bir şövalye, kaktüsü içinde;

Doğruluğun ve iyiliğin temsilcisi,

Ölümden koruyan gücünle,

Gül hazanında, gül bana;

Gül bana ilk gün gibi, yarın da,

Bugün gibi.

 

08.03.2009 // 20 Kasım 2022

Gülten Ağrıtmış

 

 

 

 

 

 

 

Şiir: Dev Gri Kanguru Ve Kesesindeki Yavru Sevgilisi // Yazan Şair: Gülten Ağrıtmış

 


Dev Gri Kanguru Ve Kesesindeki Yavru Sevgilisi

Bacakların uzun, destan gibi.
Damarların çıktığında ufak, ufak ne ağladım.
Uzun beyaz familyadan,
Hoplayarak ilerlerken,
Dengen bozulur bazen.
Kuyruk misali, destek alırsın benden.
Geri, geri gidemezsin aslında,
Sen ve ben nasıl kanguruyuz?
Hep geri gidiyoruz.
Öne giderken soyumuz.
İkimiz geri gidiyoruz.
Ben miyim kanguru, sen mi?
Yoksa o koca kuyruk, senin mi?
Benim mi?
Bulutların üstünde o beyaz kar tanesi…
İçinde dört memen var,
Kesende saklı memelerin.
Bir gramdım doğduğumda
Bir gram…
Üç ay bırakmadım memeni…
Büyümek için
Altı ay sonra kafamı uzattım dışarı...
Ürkek,
Sekiz ay sonra kesenden çıkmak zorunda kaldım
Kafamı soktum içeriye
Memelerinden emmek için
Kesene,
İki ay daha vardı zamanım.
Emdim memelerinden.
Bir yıl doldu, sonra.
Büyüdün dedin bana…
Ben büyümedim dedim ısrarla
Büyürken kesende, kaldım zorla
Çık dediğin bir gün.
Çıktım. Kaldım boşlukta.
Ormandaki adam
Sigarasını söndürdü üstümde…
Açmadım sana vücudumu
Kesene girmek isterken yine zorla
Aralamak istedin üstümdekini
Ürktüm kızma diye
Yanmış tüylerimin altını görme, diye…
Adama,
Bas dedim sigaranı bas.
Yak tüylerimi, derisini.
Büyüdüm diye cezamdı kendime...
Parmaklarına baktım...
Tırnaklarına incecik zarif masum
Gaz niye çıkaramıyorsun…
Bağırsak sancın neden
Bakterin senin izin vermezken niye
Sorarsın bunu hep.
Diğerleri kokuturken odayı
Sen tertemiz kokarsın...
Bir kurşun sıkar
Atar seni de beni de arabasının üstüne
Bir kadın ne sevimli derken sana da bana da
Bir başkası katlanamayıp
Bir kurşun sıkar…
Bir anlık hayat…
Bir anlık
Kamyonun üstünde cesetken sen ve ben
Akarken kanın kamyonun camına…
O kadın ağlarken, güler diğeri...
Koşarken iç içe mutlu…
Kuyruğun havada son sürat koşarken,
Arka ayaklarınla mutlu, mutlu;
Taşırken beni de içinde, emin;
Birileri gülümserken sana bana ılık,
Umarsız sıkar,
Sıkar soğukkanlılıkla kurşunu.
Sen düşerken, ben ezilirken içinde.
Sen kanarken, dışarı
Ben de kanarken içinde
Ilık, ılık iç içeyken.
Hayat bir anlık.
Bir anlık hayat,
Bir anlık.
Mutluluk batınca birilerine;
Hayat
Bir anlık…
Bulutların üstünde.

 


5 Nisan 2009
Gülten Ağrıtmış