Gülten Ağrıtmış: ‘Filmlerimi o kadar sıkı sıkı saklayamıyorum’
Deneysel filmleriyle bir hayli karşılaştığımız, şiir ve öykü yazdığını bildiğimiz Gülten Ağrıtmış ile konuştuk…
Öteki Sinema için söyleşen: Banu Bozdemir
1 Aralık 2017
İstanbul // Türkiye
Öteki Sinema
Kısa Film Söyleşileri
Öncelikle seni tanıyalım mı?
Merhabalar… Ben Marmara Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü Mezunuyum ve Üzerine Beykent
Üniversitesi Sinema Televizyon Bölümünde Yüksek Lisans Yaptım…
Sinema içimde hep vardı benim için.
Her çalıştığım ortamda sağından solundan film sektörüne dair bir ortamın içinde
ya bir reklam filmi ya bir belgesel ya da kısa film projelerinde bir konumum
oluyordu… En sonunda Yüksek Lisansa karar verdim ve devamında kendi projelerimi
yapmaya başladım… Üniversite yıllarımda zaten hep yazıyordum… On beş yaşından
beri yazıyorum… Öykü ve Şiir Üniversite yıllarında devam etti sonrasında kendi
çapımda senaryo çalışmalarımda oldu birkaç festivale yolladım… Üniversite bitince yurt dışında yüksek
Lisans için Università per Stranieri di Perugia, başvurdum … Kabul edildim
fakat gidemedim Özel sektöre geçtim Reklam Ajanslarında Art Director (Sanat
Yönetmeni) olarak çalıştım…
Daha çok deneysel çekiyorsun, deneysel
zor, anlaşılamaz ve o yüzden herkesin de pek yaklaşmak istemediği bir alan. Ama
senin alanın genelde deneysel. İlham aldığın konular nedir, seni deneysele
yönelten şey nedir?
Aslında araştırmacı ruhum beni buna
itiyor… Farklı tatlar denemek hoşuma gidiyor… Bir de düşündürmek istiyorum…
Sinema dilini kullanıp metaforları bilgisayar effektlerini kullanıp bir bulmaca
bir bilmece içinde kendini bulsun istiyorum seyreden… Tabi seyirci tarafından
anlaşılamama riskinin de içinde buluyorum kendimi… Hep önüne tepsiyle sunulmuş anlaşılabilir
anlatımlardan sonra benim ki onları yoruyor… Oysaki her sahnenin her planın her
effektin her rengin her kostümün her malzemenin bir söylemi var… Bir anlatım
dili var… Türkiye de pek yaygın değil ve Festivallerde ayrı bir katagori olarak
çoğunda yok…
Kurmaca filmlerim de var… Deneysel ve
Kurmaca beraber…
Biraz sıvılardan, tasmalardan yola
çıkarak kuruyorsun filmlerinin dokusunu, insanoğlunun hangi duygularını ortaya
koymak derdin? Ya da var mı böyle bir dert…
Evet metaforlardan yola çıkıyorum…
Entropi - Soğuk - Estetize - Tasma - Beni Yanına Al Anne -Tılsım - Çıplak -
Kesik Ayaklar - Bak ve Kaşık tüm filmlerimde kullandığım malzemelerin bir
anlamı var… O anlam her seyreden de farklı bir şekilde algılanabilir ya da
herkeste aynı algılanabilir… Genel olarak içerdiği anlamda kendini de ifade
edebilir…
Mesela Estetize diye bir kısa filmim
var aslında şiddeti Estetize edilmiş şekilde anlatmak istediğim bir kısa
filmimdir… Mekan bir müzik evidir ve o ortamda olmasını özellikle istedim yoksa
bir evde bir odada da anlatabilirdim derdimi ama her müzik aleti farklı bir
şiddetin boyutunu temsil edecekti ve estetikti… Maskeler kullandım mankenler
kullandım… Bir çeşit şiddete sebep olacak bahaneler vardı ve şiddet vardı ve
her maskenin bir anlamı ve üzerlerine su fırlatılan mankenler donuklaşmışlığı
temsil ederken suda oluşan kanlı bir figürde bağırıyordu orda şiddetin
boyutunu...
Estetik vermeye çalıştım ismini de
Estetize koydum…
Keza her kısa filmimi uzun uzun
detaylandırarak anlatabilirim… Adım Adım (Step by Step) çok eski bir filmimdir
ama ben hala çok beğenirim değişik felsefi bir anlatım kullanmışımdır…
Filmlerim bir film analizcisinin eline geçtiğinde çok güzel dile gelir… Sinema
meraklısı bir seyirci de gayet rahat çözer içindeki gizemli sinema dili
anlatımını…
Belli bir psikolojik önerme, gösterme
ya da çözüm derdi olabilir mi filmlerinde?
Aslında her filmimde bir mesajım var…
Her filmimde bir çığlığım var… Ne olduk… Ne oluyoruz… Ne oluyor var…
Yaşanmışlıklar var… Yaşananlardan yola çıkılmışlıklar var… Gözlemliyorum…
Demleniyor… Sonra ortaya çıkıyor…
Festivallerden ve izleyicilerden nasıl
tepkiler alıyorsun, mesela festival yolculuğun nasıl geçiyor, ülkemizde ve yurt
dışında yapılan birçok festivalde yer alma imkanın oluyor mu?
Anlaşılamadığımın altını çizen
tepkiler aldım ama beni takip eden yaptıklarımın özgün olduğunun farkına varıp
benim dilimin içinde bu sefer ne demiş neyi anlatmış neyi göstermeye çalışıyor
neyi fark etmemizi istiyor deyip beni takip eden bir kitlemde var… Festivallere katılıyorum filmlerim
gösterildiğinde ödül aldığında veya o ortamdaki insanlarla buluştuğunda çok
keyif alıyorum…
Fakat çok festivale de katılamıyorum
çünkü filmlerimi vimeo veya youtube yüklüyorum ve birçok kısa film festivali
yönetmenlerin filmlerini çektikten sonra bir yıl boyunca kısa filmlerinin
hiçbir yerde yayınlanmasını istemiyor bu da bana ters geliyor… O kadar sıkı
sıkı saklayamıyorum ve bunu kabul eden festivallere katılıyorum oda oldukça az
oluyor… Bunu kabul eden festivallerde de filmlerim festival seyircisiyle
buluşmuş oluyor… Bir gün bazı festivaller bu kurallarını değiştirir Vimeo ve
Youtube gösteriminin serbest olmasını kabul ederler umarım…
Baktığımızda bir hayli filmin var,
bunların maddi ve manevi çekim koşullarından bahseder misin, destek aldığın
yerler var mı?
Anlatmak istediğim farklı farklı
konular var… Her bir filmim için ayrı ayrı uğraşıyorum… Maddi ve manevi çekim
koşullarını kendim karşılıyorum… Etrafımdaki ailem arkadaşlarım ve oyuncu
çevremden de kim ne yapabiliyorsa o konuda destek görüyorum sağ olsunlar iyi ki
varlar onlara buradan tekrar teşekkür ederim… Katkıda bulunan herkes harikaydı…
Şimdi dönüp baktığımda gittikçe çoğalan bir kitle bu… Sanrım en güzel yeri de
burası… O ekip olma işi ekip duygusu… Sinema bir ekip işi… Kamera arkası önü kadar yorucu ve zaten
yönetmen olarak filmin başından sonuna önüyle de arkasıyla da her şeyiyle
ilgilenmen gerekiyor… Zor iş… Manevi destek çok önemli ama çıkan iş insanı öyle
bir mutlu ediyor ki işte bunu hiçbir şeye değişemiyorum... Daha fazlasını daha
ötesini yapmak istiyorum hep bir sonrasını… Her filmimi ayrı ayrı seviyorum
hepsi benim için çok kıymetli yaptıkça bir sonrasını yapmak istiyorsun… Umarım
destek alabileceğim maddi kaynaklarda oluşur ve çoğalır…
Mesela son filmin olan Kaşık’ın
senaryo aşamasından şimdiki aşamasına kadar neler yaptığını kısaca dinlesek?
Evet… Ben dört yıl Erenköy Fizik
Tedavi ve Rehabilitasyon merkezinde çalıştım… Oraya felçli gelip iyi kötü
tuvalete gidebilecek kadar kalkabilip yürüyebilen hastalar gördüm aynen
senaryomdaki gibi ama o süreçte hasta kadar hasta yakınının da hayatı sekteye
uğruyor buna dair çok yaşanmışlıkları tanıma dinleme görme anlama imkanım oldu…
Bu süreci oldukça pozitife çevirip yaşayan hasta ve hasta yakınları da var, bu
süreci zor atlatan hasta ve hasta yakınları da var… Ben Kaşık’ta zor atlatanı seçtim… Kaşıkta
hastaya bakan hastaya bunu yansıtmıyor o kendi kaosunu tekken yaşıyor… Fırında
sütlaç çok şey anlatıyor aslında sütte öyle… Fırında sütlaçta içinde şeker pirinç
süt ve üstünde yanık bir tabaka var… Metaforları şimdi siz sıralayabilirsiniz…
Süt bardakta keza kaşık kaşık içiriyor, içiyor… Hasta olunca elden ayaktan
çekildi derler ya, ya da hayat bu yüzüne gözüne bulaştırdı, bulaştı gibi…
Kaşık’a baktıklarında bir mutluluk
buluyorlar ikisinin de anlık gülebildiği mutlu olduğu bir an…
Kitapların da var yayımlanmış, şiirler
de var bildiğim kadarıyla…
Şiirlerim ve öykülerim… Evet şiir ve
öykülerim var… Üç kitabım oldu şu an… ‘’ Annem Derdi ki ‘’ ilk şiir kitabım sonrasında
‘’Bengisu’’ Öykü kitabım ve ‘’Alır Gidermiş Hayat’’ şiir kitabım basıldı…
Birçok ödül aldım… Dergilerde İki blogspotum da ilgili sitelerde youtube ve
vimeo kanallarımda ve web sayfalarımda eserlerim takipçilerimle buluşuyorlar…
Filmlerinde efektler kullanıyorsun,
bunların eğitimine dair çalışmaların oldu mu?
Kendim uğraşıyorum ama bu konularda
benden daha profesyonel kişilerle çalışmak isterim destek olacaklara açığım
çünkü her yere yetişmek inanın çok yoruyor…
Bundan sonraki projeler nedir?
Yine ekip kurmak ve yine bir konuyu
dilimin döndüğünce kendi tarzım ve kendi özgün anlatımımla seyirciye ve
okuyucuya ulaştırmak…
Diğer kısa filmleri izliyor musunuz ve
kısa filmcilerle iletişimde oluyor musun? Fikir alışverişi ya da ortak birtakım
şeyler yapmak konusunda…
Evet baya kısa film izliyorum ve uzun
metraj bir çok filmi de takip ediyorum… Daha çok kısa filmcilerle bir araya
gelmek isterim buna ortam yaratan ortamların çoğalması arzum… etrafımda daha
çok ekip kurabileceğim kişiler olsun isterim dediğim gibi birbirine destek çok
önemli…
Eklemek istediklerin?
Evet Banu Hanım Şiir öykü kısa
filmlerimin dışında da kendimi ifade edebileceğim bir ortam yarattığınız için
size çok teşekkür ederim… Sinemaseverlere ve beni takip eden kişilere de
sevgilerimi iletiyorum…
1 Aralık 2017
Gülten Ağrıtmış Web
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununca korunmaktadır/
81. Maddesi gereği her eserin tamamının telif hakları yazara aittir.